Son zamanlarda gündemde dolaşan haberlere bakıldığında Korse ile zayıflanıldığı ve fit görüldüğü haberlerine rastlıyoruz. Bu tarz sloganlar kilosu olan, karın kaslarını şekillendirmeye çalışanlar için cazip gelebiliyor. Korse ilk etapta lokal bölgelerdeki yağların azalması, kilo verdiğini görmeleri için kişilerin ilgisini çekebiliyor.
Zaten sağlık bir şekilde ayakta durmamızı, yürümemizi sağlayan sağlıklı bir omurganın 3 temel destekçilerinden birisi kaslarımızdır. Diğerleri ise vücudumuzun eklemleri ve kemik yapısıdır. Bir yüzücünün kolundan tutunda suyun üzerinde düz durabilmesi, basketbolcunun topu sürebilmesi Kor kas grubunu oluşturmaktadır. Kor kasları ön karındaki uzunlamasına ve çaprazlamasına olan kasları ile sırt bölgesindeki kaslarının bütünü diyebiliriz.
Korse bir kas grubunun çalışmasını durdurarak o bölgenin gelişimini ve durağanlaşmasını sağlayarak fit bir görünüm sağlar. Fakat kasların hareket etmemesi o kasların işlevini yitirip, zamanla erdiğinin belirtisi olduğunun bilinmesi gerekir. Fakat Korse kullanarak zayıflaması istenilen bölgenin omurganın destek yapısını oluşturan kas grubunun olduğunu unutmamak gerekir.
Uzmanlar; ‘Omurga rahatsızlıkları olan kişilere Korse önerildiğinde en fazla 45 gün kullanması gerektiğini uygun görüyoruz. Bu süre bile Korse kullananlar için uzun bir süre olup bur tedaviyi aktif egzersizlerle destekliyoruz. Düşünün ki bir kişin kolu kırılıp kolu 1 ila 1,5 ay alçıda kalmış olsun. O kolu alçının çıkarıldığınızda koldaki kas grubunun ne kadar incelip ve kuruduğunu görebilirsiniz. Korse‘de aynı etkiyi omurgayı çevreleyen ve destekleyen kas gruplarını devre dışı bırakarak yapar.